Pearl Jam Bologna Konseri 2006

Tuesday, July 17, 2007

Eddie Vedder'ın Bush maskesi!

Utku Uluer 14 Eylül 2006
Palamalaguti, Bologna (bu yazı Studyoimge'de yayınlandı)

Müzik seven birisi için güzel bir şarkı hiçbir zaman eskimez. Bazı şarkıları zamanla daha az dinlemeye başlarsınız, bazı albümleri belli bir süreden sonra 2-3 sene arayla dinlemeye başlarsınız ama güzel bir müzik asla eskimez. Britney Spears dinliyorsanız güncel ne varsa onu tüketirsiniz. Müzikten beklentiniz zaten tüketmektir ama güzel müziğin tadı her zaman damağınızdadır. Zevkleriniz değişse bile çok sevdiğiniz şarkıların, albümlerin yeri sizin için hep ayrıdır.

70'li yıllarda doğmuş birisi olarak müzikal olarak uzun süre Seattle kentinden çıkan Soundgarden ve Pearl Jam'e daha yakındım. Pearl Jam 1996'da İstanbul'a geldiğinde ön sırada atlayıp zıplayıp, her şarkıda sahneye daha yakın olmaya çalıştığımı hatırlıyorum da, 2006'daki Bologna konseri benim için gayet sakin geçti.

Turnenin İtalya'daki ilk ayağı Bologna kentinde gerçekleşti. Yağan sağanak yağmura ve sahneye kısmen uzakta olmamıza rağmen dolu dolu bir 2 saat geçirdiğimi söyleyebilirim. Saat 21.00'de başlayacak konsere ucu ucuna yetiştik. "Yağmur nedeniyle konserler nasıl olsa biraz geç başlar" diyorduk, fakat 21.00'de "Ten" albümünün açılışı konser salonunda yankılanmaya başladı. Ve ardından beklemediğim bir şarkı ile açtılar konserleri; 'Elderly woman behind the counter in a small town'.

'Do the evolution', 'Animal' gibi sert şarkıların ardından 'Given to fly' ve yeni albümden 'World Wide Suicide' ile Pearl Jam sahneye ve salona alışmaya başladı. 'Evenflow' çalarken sahneyi 1 dakika boyunca Matt Cameron'a bıraktılar. 'Save me' ve 'Marker in the Sand'i çaldıktan sonra grup en sonunda biraz ara verdi ve Eddie cebinden bir kağıt çıkararak İtalyanca; "İtalya turnemizin ilk ayağında Bologna kentinde olmaktan çok mutluyuz" konuşmasını yaptı.

Bozuk İtalyancası ve sempatik tavırlarıyla konser başladığında biraz afallayan seyirciyi iyice havaya sokmasını bildi. Verilen bu kısa aradan sonra yine beklemediğim bir şarkıya girdiler; 'Alone'. "Ten" döneminde yapılan ama "Vs" öncesi piyasaya çıkan 'Animal' single'ının B yüzünde yer alan bu şarkı, en sevdiğim Pearl Jam şarkılarından birisidir.

Bizde de Mad Madame (şimdiki Duman diyebiliriz) Ortaköy'de Flatline'da bolca çalardı bu şarkıyı. Kaan da güzel yorumlardı hani. 'Whipping' bu kısa nostaljik yolculuğu çabucak bitirdi. Dışarıdaki yağmur ve oluşan nem ile kapalı alanın kendi sıcaklığı birleşince, salon tropikal bir hâl aldı. 'Present tense' bir sükunet getirdi salona. Eddie bu gece formundaydı, sesi eskisinden de iyiydi. Ve grubun sadece ama sadece çalmak istediği belliydi. Ne de olsa turnenin başlarıydı ve Pearl Jam'e aç bir seyirci vardı karşılarında. Yeni albümden 'Camotose' ve ardından 'Porch' ile hareket etmemiş 3-5 kişi de aramıza katıldı. 'Porch'un bitişinde herkesin sırılsıklam olduğunu söylememe gerek yok; grup da farkında olacak ki herkesi dinlendirecek bir ara verdi ve böylece 5 dakika kadar terimizi silebildik.



Verilen kısa aradan sonra konserde en fazla dinlemek istediğim 'Black' çalmaya başladı. Şarkı, bootleglerden alışılagelmiş şekilde Eddie Vedder ve salondaki herkes tarafından birlikte söylendi. Bu sinerji ve uyum gerçekten çok az grup ve şarkı için geçerlidir. Şarkının son bölümündeki uzun ve inleyen gitar solo, "We belong together" ve geri vokalde bütün salon olmak üzere, Eddie'nin güzel sesine eşlik ettik. Bence bir konserde fade out'la bitebilecek tek şarkı 'Black'tir. Zaten uyum içerisinde fade out ile şarkı sona erdi.
Bu mükemmel anı izleyebilirsiniz
Black (Bologna son 2 dk) Videosu:

Bu mükemmel 9 dakikanın ardından 'Betterman' de hep bir ağızdan söylendi. Son single 'Life Wasted' ve ardından hepimizin Pearl Jam ile ilk kez tanıştığı "Alive"ı çalıp yine bir ara verdiler. Bu 3 dakikalık aradan sonra Eddie Vedder, Bush maskesini takmış olarak ve gümüş ceket ile sahnedeydi. 'Bushleaguer' şarkısında Eddie'nin ironi dolu bir tavırla Hamlet'in kafatasını elinde tutması gibi Bush'un maskesini tutarak şarkıyı söylemesi oldukça ilginçti.

'Bushleaguer'i, 'Why Go' izledi. O sırada önlerde "Welcome back home" yazan bir pankart açıldı. 'Why go'nun ardından The Who'dan 'Baba O'riley' çalmaya başladığı zaman salondaki bütün ışıklar açıldı; herkes bir ağızdan "Teenage Wasteland" kıtasını söylemeye başladı. Bizler, 'Baba O'riley'in konserin son şarkısı olduğunu düşünürken Jeff Ament kontrabasını eline aldı, sandalyesine oturdu ve tadına doyum olmayan 'Indifference' başladı.

Şarkıyı hep bir ağızdan söyledik. Konseri 'Yellow Ledbetter' ile değil de 'Indifference'la kapattıkları ve 2 saat boyunca salonda bulunan herkese hâlâ müzik yapmak istediklerini gösterdikleri için gruba minnettardık. Grupta gözlemlediğim Mike McCready'nin tek, Jeff Ament, Matt Cameron ve Stone Gossard'ın ise hep bir arada ve üçgen kurup çaldıkları oldu. McCready'nin solo gitar olarak daha öne çıktığını söyleyebiliriz.

Gerçek şu ki; belki de Pearl Jam bir daha "Ten" gibi bir albüm hiç yapamayacak. Ama işlerine saygıları ve seyirci ile diyaloglarını göz önünde bulundurursak daha uzun süre müzik yapmaya devam edecekler. Açıkçası benim için yapacakları stüdyo albümlerinden daha değerli olacak konser kayıtları.

Sanırım onlar da böyle düşünüyorlar ki, her turnelerini bootleg olarak basıyorlar veya sitelerinden dağıtıyorlar. Şöyle oturup da heyecanla bir Pearl Jam albümü dinlemeyeli herhalde 5-6 sene olmuştur. "Ten" ve "Vs" albümlerindeki müzikal keyfi sonrakilerde bulmak çok zor. Daha politik ve olgun bir Pearl Jam var karşımızda. Eddie Vedder'ın tabiriyle "daha entelektüel ve kendisi ile barışık bir grup". Konserde bunu fazlasıyla görebiliyorsunuz.

Fotoğraflar:Utku Uluer

Konserden 2 adet youtube videosu daha:
Betterman



Çok iyi bir kayıt ve Daughter/It's Ok (çekim yapana helal olsun)

0 commenti:

HEADLINE NEWS